..

29 Temmuz 2011 Cuma

Köylü Kızı Olmak Böyle Birşey



                  Annemin köyde küçük kavun  tarlası var. Burayı sulayabildiği için domatesinden tutun da lahanasına, biberlerinden tutun da havuçlarına kadar her şeyi ekmiş bir kenarına. Tamamen organik olan bu tarlanın ürünlerinden tatmak bize de nasip oldu. Sağolsun annem bana da göndermiş. Bahçeden gelen sebzeleri görünce o kadar sevindimki sanırsınız kendim yetiştirdim. ( Aslına bakarsanız bende yarım gün o tarlada çapa sallamıştım. Biraz olsun emeğim var diyeyim o zaman.)
                 Şimdi bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki biraz olsun o tarlanın güzelliğine ortak olursunuz. 

Kabak kurutmuş annecim. Kışın patlıcan kurusuyla karışık yemeğini yapar paylaşırım artık.


 Bal göndermiş kendi kovanlarından daha yeni aldıkları ballardan. Bunlar da ayrı bir güzel...


Patlıcanları mı desem tazecik diye,
Yoksa o güzelim fasulyelerine mi...

Biberleri hem dolmalık ve hemde çarliston olarak ayrı ayrı koymuş.

Şimdi gelelim eriklere. Asıl sorun da bu. Ben bu eriklerden pestil yapmayı düşünüyorum. Takriben 5 kg kadar var. Ayrıca rengi ve şekli de pestile uygun gibi geldi bana. Velhasıl ben daha önce hiç pestil yapmadım. Artık bulacağız bir çaresini, her şeyin bir ilki vardır değil mi?

28 Temmuz 2011 Perşembe

Haşhaşlı Revani


  

                                      Bugünlerde sıcaklarlardan ve sınavlarımdan bir türlü fırsat bulup bloğuma yeterli ilgiyi gösteremediğimin farkındayım. Bunu telafi için o herkesin bildiği ve sevdiği haşhaşlı revani yaptım ve paylaşmak istedim.
                                      Ben revaniyi kek gibi kabarık ve kalın sevmeyenlerdenim. Bunun için bir tane kabartma tozu kullanıyorum. Dondurma eşliğinde harika oluyor. Biz en çok limonlu dondurma ile seviyoruz. Tabi sade olanı da favorilerimiz arasında. Sıcakta şerbetli tatlı yenirmi demeyin. Öyle güzel yeniyor ki...

Malzemeler: 
Keki İçin:
3 yumurta, 1 su bardağı sıvıyağ, 1 su bardağı süt, 1 su bardağından iki parmak az şeker, 1 kabartma tozu, 1 vanilin, 1 su bardağı irmik, 1 su bardağı haşhaş, ve aldığı kadar un. 

Şerbeti İçin:
4 su bardağı şeker, 5 su bardağı su, birkaç damla limon.

Yapılışı:
  1. Kek hazırlar gibi hazırlıyorum revanimizi. Dikkat edeceğimiz nokta  ise; kabartma tozunu unu koymadan katmamak ve unu ise azar azar ekleyerek kıvanımı tutturmak.  
  2. Bir taraftan şerbeti ocağa koyuyorum. Kaynamaya başlıyor ve birkaç damlasını tabağa alarak akıtmak yöntemiyle kıvamına bakıp soğumaya bırakıyorum.
  3. Keki pişiriyorum. Biraz ılınması için bekletiyorum. Bu arada şerbet de ılık olmalı. Yani ben her ikisini de ılıkken döküyorum. Tepsinin ağzını kapatıyorum ve dinlenmeye bırakıyorum. Şerbetini çekti ise kenarda kalan şerbeti yine ekliyorum. Dondurma eşliğinde servis ediyorum.Afiyet Şeker Ola.






22 Temmuz 2011 Cuma

Tavuk Şinitzel Fırında Patates Eşliğinde


                        Bu günkü tarifim Oktay Usta'dan. Tavuğu terbiyelemek kısmı aslolan. Yani bu şekilde yapılan tavuk kesinlikle tavuk gibi değil de alabalık gibi oluyor. Hatta ben söylemesem bizimkiler alabalık yediklerini sandılar o derece yani.
                        Eğer tavuğu klasik şekillerde yemekten bıktıysanız ve fazla da vakit ayırmak istemiyorsanız bu tarif tam sizlik demektir.Gerçekten güzel oluyor.Ben fırında patatesle servis etmeyi tercih ettim.Patateslerimi sarımsaklı, kekikli sosla terbiye ettikten sonra fırına sürdüm. Harika oldular.

Malzemeler :
2 tane tavuk göğsü,1 şişe sade soda,galeta unu, un,2 yumurta, 1/2 bardak süt, kızartmak için yağ, tuz, karabiber. Patatesler için; 3 adet patates, 3-4 diş sarımsak, kekik, tuz sıvıyağ.

Yapılışı;
  1. Tavuk göğsünü mümkün olduğunca ince keserek et döveceği ile inceltiyorum. Üzerlerine tuz serpip derince bir kaba alıyorum. Bu kapta üzerlerine soda ve sütü karıştırarak harmanlıyorum. 1-2 saat dinlenmeye bırakıyorum.
  2. Patatesleri soyup elma şeklinde doğruyorum. Üzerlerine tuz, kekik, biraz sıvıyağ ve sarmısak rendesiyle rendeleğim sarımsakları patateslere ekleyip ovalıyorum ki her yerine çeşnisi geçsin. Sonra fırın tepsisini dibine yağ koyup her yerini yağlıyorum ve patatesleri ekleyip fırına alıyorum.
  3. Bir kapta yumurtaları çırpıp bir yaygın kaseye galeta unu, diğer kaseye normal unu alıyorum (unun içine biraz tuz ve karabiber ekliyorum) ve yağımı da tavaya alarak kızartmak için son hazırlıklarımı yapıyorum.
  4. Tavukları önce una sonra yumurtaya en son olarak da galeta ununa batırarak kızmış yağa atıyorum. Kızarınca yanında patates ve içecek birşeyler ile servis ediyorum. Afiyet olsun...

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Şeftali Rüyası

                 Şeftali tadı, kokusu o kendine has lifli haliyle en sevdiğim meyvelerden biridir. Ama dolapta yumuşayınca pek de sevmem doğrusu. Pazar günü aldığımız şeftalilerin bir kısmını yumuşamış görünce değerlendirmek hem de şu sıcak yaz günlerinde sütlü tatlı eşliğinde biraz serinlemek istedim. Ve işte ortaya böyle bir şey çıktı. Umarım sizlerde beğenirsiniz. Biz çok beğendik doğrusu...

 Malzemeler:
Muhallebisi İçin: 1kg süt, 1 su bardağı şeker, 1 kaşık un, 2 kaşık nişasta,3 kaşık pirinç unu, vanilin, isteğe göre biraz margarin.

Üstünün marmelatı için:  4 şeftali, 1 kaşık nişasta, yarım su bardağı kadar (tadını kontrol ederek ekledim) şeker.
 Süslemek İçin:  2 tane şeftali, tavanın altını örtecek kadar şeker.

Yapılışı;
  1. Vanilin ve margarin hariç bütün muhalebi malzemelerimizi karıştırıp bir muhallebi yapıyoruz. Pişince tabanı ıslatılmış tepsimize döküyoruz.
  2. Muhallebimiz soğurken biz şeftalilerin kabuklarını soyup 4 tanesini blendırdan geçiriyoruz ve tavaya alıp nişasta ve şeker ekleyerek marmelat hazırlıyoruz.Biraz ılınınca muhallebimizin üzerine eşit şekilde yayıyoruz.
  3. Kalan iki şeftaliyi de soyup dilimler halinde doğruyoruz. Tavamıza karamel yapmak için tabanını örtecek kadar şeker koyuyoruz. Şeker karamelize olunca şeftalileri ekliyoruz ve ters yüz ederek her tarafının karamelize olmasını sağlıyoruz. Tepsimizin üzerine diziyoruz. Afiyet Olsun...

19 Temmuz 2011 Salı

Kokostar


                    Yeşil Kivi den aldığım bu tarif kurabiye yaparken  farklı tarifler denemeyi sevenlere göre. Bence  "fena değil" bir tarif. Fakat ben bir daha yapışımda kesinlikle üzerinde hiçbir çikolatalı sos denemiyeceğim.Sade olabilir yada üzerine başka ele bulaşmayan bir süs kullanırım herhalde.

 Şimdi gelelim Malzemeleri vermeye (Ben aynen Sevgili Yeşil Kivi'nin verdiği tarife sadık kaldım.Doğal olarak size de aynısını veriyorum.) :
1kahve fincanı kakao,2 yumurta(birinin akı iç malzemeye konacak),250gram oda sıcaklığında margarin,2 kahve fincanı pudra şekeri,1paket kabartma tozu, 1paket vanilya, aldığı kadar un.

İç Malzemesi İçin:2 su bardağı hindistan cevizi, 2 çay bardağı pudra şekeri,1 yumurta akı

Üzeri İçin; 1 yemek kaşığı nişasta, 1yemek kaşığı kakao, 1 yemek kaşığı şeker, 1 su bardağı süt ve biraz su.

Yapılışı:
  1. Margarini derince bir kaseye alarak içine un haricinde bütün malzemeleri katıyoruz ve yoğurmaya başlıyoruz. Bir taraftan da un ekleyerek yumuşaklığını kontrol ediyoruz. Kurabiye hamurumuzu hazırlıyoruz.
  2. İç malzememizi hazırlıyoruz. Kurabiye hamurundan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp,içli köfte tarzında  içine iç malzeme ekleyerek kapatıyoruz.
  3. Hamurumuzun hepsi bitince önceden ısıtılmış fırında pişiriyoruz.
  4. Kurabiyeler pişince soğumaya bırakırken bir taraftan üzeri için gereken malzemeleri katıp bir sos hazırlıyoruz. Ve üzerini istediğimiz gibi süslüyoruz. Afiyet Olsun...


Hastane Sofrasından Sultan Lokumu

              
                   Hastane çıkışı sofrası adlı yayınımdaki tarifleri vereceğimi söylemiştim. Bunlardan ikincisi ve sonuncusu Sultan Lokumu.
İşte Malzemeler:
                              1 kg süt,2 kaşık pirinç unu,2 kaşık nişasta, 1 kaşık un, 1 su bardağı şeker, vanilin,1,5 su bardağı kadar hindistan cevizi(tepsinin tabanını örtecek kadar olmalı),1/2 bardak kırılmış ceviz,1 paket kakaolu krem şanti ve krem şantiyi hazırlamak için 1 bardak soğuk süt.

Yapılışı:
  1. Hindistan cevizini geniş bir fırın tepsisinin tabanına seriyoruz.Tepsi büyük olursa ince düşeceği için ki olmasını istediğimiz şey de bu zaten rulo yapılabilir. Eğer tepsiniz küçükse bu ölçülerle kalın olacağından dilim olarak servis yapabilirsiniz yada ölçüyü azaltabilirsiniz.
  2. Bir bardak soğuk sütle krem şantiyi hazırlayıp dolaba kaldırıyoruz.
  3. Bir tencereye sütü boşaltıyoruz. Ayrı bir yerde kasenin içinde nişasta, un ve pirinç ununu biraz sütle karıştırıyoruz ki tencereye alınca topak olmasın bize kolaylık olsun ve şekeri de ekleyip ocağa alıyoruz.
  4. Başından ayrılmadan karıştırarak kıvamı gelinceye kadar pişiriyoruz. İndirmeden önce vanilini ekleyip karıştırıyoruz.
  5. Tepsiye incecik döküyoruz. Soğuması için kaldırıyoruz.
  6. Muhallebimiz soğuyunca üzerine krem şantiyi sürüyoruz. En üstüne de cevizleri serpiştirip tekrar soğutmaya geçiyoruz.
                                                          AFİYET OLSUN...

Not: Benimkisi çok fazla soğuyacak ve bekleyecek zaman bulamadan tüketildi.Bir gece dolapta beklemesi onu daha güzel yapıyor. Tavsiye olunur.

Hastane Sofrasından Fırında Mantar

 
                  Fırında mantar yapmanın pek çok çeşitleri var. Kimileri sadece kaşarlı, kimileri sosis, salam tarzı şeylerle dolduruluyor. Ben ise yeşillik ve mutlaka taze nane tercih ediyorum. Böylece daha fresh oluyor. Tavsiye ederim.

Malzemeler;
8-10 adet irice mantar, ince bir dilim beyaz peynir,üzerini örtecek kadar rendelenmiş kaşar peyniri,3-4 dal taze nane,3-4 dal maydanoz,3-4 dal dereotu, 1 tane kabukları soyulmuş domates,isteğe göre 5-6 dilim sucuk,kibrit kutusu kadar tereyağ, 2 kaşık sirke, tuz.

Yapılışı;
  1. Mantarların sapları çıkarıp, sirke  ve tuz eklediğimiz suyla haşlıyoruz.
  2. Domateslerin kabuklarını soyup,yeşillikleri ince ince doğrayıp beyaz peynir ve küçük küçük doğranmış sucukla birlikte bir iç harç hazırlıyoruz.
  3. Haşlanan mantarları sudan çıkarıp fazla suyunu alıyoruz ve mantarlar daha da lezzetlensin diye içine bir çay kaşığı tereyağ koyuyoruz. İç harçtan alıp dolduruyoruz ve fırın kabına alınca içine biraz tuz eklediğimiz suyla fırına veriyoruz.Suyumuz mantarların yarısına kadar anca gelmeli.
  4. Mantarlar pişince üzerlerine kaşar rendesi ekleyip kaşar eriyene kadar bir daha fırına veriyoruz. Afiyet Olsun

17 Temmuz 2011 Pazar

Hastane Çıkışı Sofrası

      
             Yengemiz ameliyat olunca halamlar, kayınvalidemlerle birlikte hastane ziyareti sonrası  bize geldiler. Aklıma o anda gelen şeylerle  hazırladığım soframı sizlerle paylaşmak istedim.Bu benim ilk kez bir masa görünümü paylaşmam. Biraz özensiz ve acele tarafından hazırlanan bir masa olduğunun farkındayım.Artık kusuruma bakmazsınız inşallah.

                                                                              Patlıcan Salatası

Fırında Mantar


                                                                                  Kıymalı Börek

    Sultan Lokumu


                                                                                  Sade Poğaça

        Bu arada sofra görüntülerinde bulunmayan poğaça ve cacık da soframıza eşlik ediyordu. Sıcaklardan bunaldığımız şu sıralar hafif şeyler tercih ettim.Daha sonra sizlerle bu sofradakilerin tariflerini paylaşacağım Şimdilik görüşmek dileğiyle...
            

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Sülbiye


                           İsmi ilginç gelen bu yemek Akşehir yahnisi olarak da biliniyor. Bazı yerlerde ismi Zülbiye bazen Sülbiye oluyor. Etin nohutla çeşitlendirilmesi de diyebiliriz. Fazla bir zorluğu yok,  pişmesi yavaş yavaş olsun  ona yeter.

Malzemeler: 1/2 kg dana kuşbaşı, 8-10 adet arpacık soğan,1 su bardağı haşlanmış nohut, 1 kaşık salça, 1 tatlı kaşığı kimyon,2 yemek kaşığı tereyağ, tuz.

Yapılışı:
  1. Tencereye biraz sıvıyağ koyup eti ekliyoruz, kısık ateşte kapağı kapalı olarak suyunu salana kadar bekletiyoruz.
  2. Suyunu salınca 2 kaşık tereyağ ekliyoruz. Soğanlarımızı ekleyip biraz daha kapağı kapalı olarak kavuruyoruz. Tuzu ekliyoruz.Salçayı ekliyoruz.
  3. Suyunu çekince kimyonu ve haşlanmış nohutu ekleyip suyunu koyuyoruz. Etler pişene kadar ocakta bırakıyoruz. Yine kısık ateşte tabi.İŞTE BU KADAR...

                                                                        AFİYET OLSUN

Ispanak Kökü Yemeği Namıdiğer Kök Ekşileme

       

              Babaannemin yaptığı yemeklerden kök ekşileme yemeğinde biraz değişiklik yaptım. Sülbiye için hazırladığım nohutlardan kattım ve biraz da sarmısak ekledim. Sonuç güzeldi. Güzel bir zeytinyağlı....

Malzemeler: 500-600gram kadar ıspanak kökü (iyi temizlenmiş olmalı), 5-6 diş sarmısak,1çay bardağı haşlanmış nohut, 2 kuru soğan,1yemek kaşığı pirinç, 1/2 limon, 1 kaşık salça, 2 çay kaşığı sebze çeşnisi, 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 tablet etsu bulyon(yada isteğe göre et ve kıyma da kullanabilirsiniz)

YAPILIŞI:
  1. Ayıklanmış ve suda ıslatılarak temizlenmiş ıspanak köklerini ben buzlukta biriktirip bir yemeklik kadar olunca kullanıyorum. Öncelikle tenceremize her zamanki gibi zeytinyağını ve soğanları koyup kavurmaya başlıyoruz.
  2. Ispanakları ekleyip birlikte kavuruyoruz. Ispanakların kavurması aşaması çok önemli iyice sararması gerekiyor. Salçasını ve tuzunu, sebze çeşnisi ve bulyonu koyup ağzı kapalı kısık ateşte kavurmaya devam ediyoruz.Hem sebze çeşnisi hem bulyon hem de tuzu ayarlarken tuzu en son,bakarak koyun ki fazla kaçmasın.
  3. Sarmısakları, yıkanmış pirinçleri, nohutları ve yarım limonu sıkıp ekliyoruz biraz daha kavurduktan sonra suyunu ekliyoruz. Pişene kadar ocakta tutuyoruz.

                                                                 AFİYET OLSUN