..

6 Nisan 2012 Cuma

Kafes Poğaça


                         Hindistan'da bir adam efendisine hizmet edermiş. Su kuyusu uzaklarda olduğu için her gün ona su taşırmış. Fakat su taşırken boynuna astığı kovalardan biri çatlakmış. Her seferinde, gelinceye kadar, bu kovanın suyunun yarısı akmış olurmuş.
                        Bu durumdan çok utanan çatlak kova, sucuya demişki:
 -Ne kadar utanıyorum bir bilsen? Sen, her seferinde bu kadar çaba sarfediyorsun efendine su taşımak için, fakat ben senin emeklerini zayi ediyorum. Gelinceye kadar suyum yarıya iniyor.
                       Bunun üzerine sucu ise:  "- Sen yolun kenarındaki çiçekleri görüyor musun? " demiş.
Çatlak kova çiçekleri görmüş görmesine ama, onun çiçeklerleri düşünecek hali yokmuş. Başlamış yine üzülmeye.
Sucu: "-Bak, ben senin eksikliğinden faydalandım. Kuyudan dönerken yolun seni taşıdığım tarafına çiçekler ektim. Sen ise her su taşıyışımda, onları suladın. Böylece  her gün efendimin sofrasına sunacağım taze çiçekleri verdin bana. Senin bu eksikliğin olmasıydı ben bunu yapamazdım. " demiş.

                      Hayırlı günler sevgili dostlarım.Uzunca bir aradan sonra yeniden sizlerle buluşmak için burdayım işte. " Bu hikayedeki gibi eksikliklerimizi, içinde bulunduğumuz şartları, hayatın bize kazandırdıklarını hatta kazandırmadıklarını fırsata dönüşterebilecek imkanımız her zaman var.Yeter ki bunu görebilelim. "Siz ne dersiniz?
                 


                                Baharın kendini iyiden iyiye gösterdiği bu güzel günlerde, insanın içine yeni umutlar yeni hedefler yerleşiveriyor arsızca. Kendimce planlar yapıyorum. Eminim sizlerde de vardır benim gibi kıpırtılar. Baharı severim ben. Sanki bütün bir kış boyunca uyuyan tabiat,  baharla birlikte uyanmaya başlar. Ağaçların dalları tomurcuklanmaya, kırlar yeşillenmeye, aceleci çiğdemler açmaya başlar.  
                                 Öyle bir ruh haliyle yapılan bir poğaçaydı kafes poğaça. Bu aralar yeni poğaça çeşitleri denemeye verdim kendimi. Sadece bir tane ile yetinsem de belki sizlerin işine yarar. Aynı hamurdan farklı şekillerde yaptığınız hamurişiniz için bir alternatif sadece. Deneyin böylesini beğeneceksiniz. Garantisi benden...


 Malzemeler:
 1 bardak ılık su, 1 bardak ılık süt, 1,5 kaşık şeker, 1 kaşık tuz, 1/2 paket yaşmaya, 1 tatlı kaşığı( silme ) instant maya, 1 bardak kadar sıvıyağ.

İçi İçin: Lor peyniri.



Yapılışı:
  1. Su, süt ve sıvıyağı derince bir kasede birleştiriyoruz. İçine yaş mayayı, tuzu ve şekeri katıp iyice karıştırıyoruz. Bir kaseye un koyup içine instant mayayı katıyoruz ve bu karışımı da kaseye ekliyoruz. Aldığı kadar azar azar un ekleyerek kulak memesi kıvamında bir hamur yoğuruyoruz.
  2. Hamurdan ceviz büyüklüğünde bezeler alarak yuvarlıyoruz. Merdane yardımıyla biraz açıyoruz. Bir köşesine lor peynirinden koyuyoruz. Diğer kenarına ortaya doğru çizikler atıyoruz. Şekildeki gibi. 
  3. Lor peynirli tarafından başlayıp uca doğru sarıyoruz. En uç tarafını altına getiriyoruz. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye alıp yarım saat kadar tepside mayalandırıyoruz. Üzerine yumurta sarısı sürüp 200 dereceli fırında pişiriyoruz.



   Porselen Demlik Çay Saati etkinliğinin son günlerini yaşayan arkadaşım Gelibolu17'e  ve tabiki Çay Kahve Bahane etkinliği yeni ev sahibesi Marifetane'ye gönderiyorum.Kolaylıklar diliyorum arkadaşlara...